GERÇEK BENLİĞİM LÜTFEN KENDİNİ TANIT

"Çocukluğumda ne kadar rahattım. İçimde iki üç kişi birden konuşmazdı. Bir tek kişiydim ve sadece kendi yaşantımdan haberdardım.

Sonra herkes bana neyin iyi, neyin kötü olduğunu söylemeye başladı. Konuk geldiği zaman, "Niçin konuşmuyorsun? Bak, sana adını soruyorlar." derken, yarım saat sonra "Küçükler çok konuşmaz" diye azarladılar. Böylece ben, iki ben oldum.

"Benler"den birisi bir şey yaparken öteki ben sürekli onu ayıpladı. Neleri sevmem nelerden hoşlanmam gerektiğini, biri diğerine söylemeye başladı. Ama çoğu kez birbirleriyle anlaşamıyorlardı. Bu tartışma hala içimde sürüp gidiyor.

Çocukken ben iyi bir bendim.

Büyüdükçe dışarıdaki otoriteleri temsil eden ben de sesini duyurmaya başladı. O zaman kafam iyice karıştı, çünkü bir tane değil, o kadar çok otorite vardı ki dışarıda…

"Doğru dürüst otur kızım", "Burnunu, odadan çıkıp öyle temizle", "Şunu ya da bunu yapma ayıptır", Vah zavallı, daha çatal ve bıçağı nasıl kullanacağını öğrenememiş", "Geceleri tuvalete çıkınca su dök, yoksa kokar", "Geceleri tuvalete şarıl şarıl su dökme, uyuyanları uyandırıyorsun", "İnsanlara terbiyeli davran, onları sevmesen bile, kalplerini kırmamaya bak", "Dürüst ve açık kalpli ol, yalan söyleme", "İnsanların yüzüne, onlar hakkında ne düşündüğünü söylemezsen, bu korkaklıktır".

"Bir meslek sahibi olmak hayatta en önemli şeydir", "Hayatta en önemli şey evlenmektir", "Başkalarına o kadar önem verme", Herkesin seni sevmesi en önemli amacın olmalı", Aklından geçen şeyleri kimse yüzünden ve sözünden anlayamamalı", "En önemli şey, girişken olmaktır".

Bir ben nasılsa öyle kalmak ister, halinden memnundur. Fakat o ben memnun olduğu zaman, öteki ben "Hadi çalış, işe yarayacak bir şey yap" der.

Ben bulaşıkları yıkamaktan hoşlanır. Öteki bene göreyse bu "Aman ne tuhaf!"tır. Ben, insanlarla birlikte olmaktan ama onlarla konuşmadan vakit geçirmekten hoşlanır. Öteki ben, "Konuş" der. "Konuş, konuş, konuş!" Benin kafası iyice karışır.

Nesnelere sahip olmaktan çok, onlarla oynaması hoşuma gider. Ama, "Böyle gidersen adam olmazsın, yiyecek ekmeğe muhtaç kalırsın" diye karşı çıkar diğer ben.

Ben vermekten hoşlanır; eğer birisinin bir şeylere ihtiyacı olduğunu hissederse, verir. "Ne yapıyorsun sen, niçin veriyorsun? Kendine sakla, sana bir şey kalmayacak!"der öteki ben.

Stevens, 1975