FIKRALAR
|
UYANIK JAWSLAR Üç jaws ve üç kaşonun izne trenle gitmeleri gerekmiştir.
-Bekleyin ve görün, -Bilet lütfen, der. Kapı açılır ve bir el bileti uzatır. Jawslar bunu görür. Taktiği kapmışlardır. Dönüş yolculuğu için yine gara giderler. Jawslar bu sefer tek bilet almışlardır. Kaşolar ise hiç bilet almazlar. Jawslar yine şaşırıp sebebini sorduklarında kaşolar yine bekleyip görmelerini söyler. Bir süre sonra yolculuk başlar. Önce jawslar kalkıp bir tuvalete girerler. Ardından da kaşolar karşısındaki tuvalete. Kondüktörün gelmesine yakın, bir kaşo çıkıp karşı kapıyı tıklar ve: -Bilet lütfen, der. |
ARBİŞ İSPANYA'DA İspanya'da tatilini geçiren arbiş, restoranda tipik
bir İspanyol yemeği yemek istemişti. -Bugün boğa güreşlerine gittiniz mi bayan? Arbiş, ertesi gün gene aynı restorana gitti. Tadı
damağında kalan yemeği Cojano'yu bir kez daha istedi. Lezzetle yedi.
Artık ahbap oldukları garson, hatır sormaya geldi: -Her zaman boğa kaybetmez bayan... |
AH ŞU AYAK KOKUSU Taze bir jawsın ayakları çok fena kokardı. Bir gün bir arbişe birlikte tiyatroya gitmelerini teklif etti. -Hay hay, dedi arbiş. Ama git, ayaklarını yıka ve
temiz bir çorap giy. Söz mü? -Hani söz vermiştin, dedi arbiş. |
İSTEDİĞİ İŞ İki kaşodan biri ayrılmıştı, uzun zamandan beri görüşmüyorlardı. Yolda karşılaştılar. -Hayrola, eküri, epeydir görüşmedik. Ne yapıyorsun? |
KEKEMENİN FENDİ... Jaws ile kekeme bir arkadaşı yolda gidiyorlarmış. Kekeme, birden atılmış: -Gö...Gö... Gördün mü? Biraz daha yürümüşler. Kekeme yine atılmış: -Gö...Gö...Gördün mü? Daha yürümüşler.Kekeme yine atılmış : -Gö...Gö...Gördün mü? |
NİMET Mİ, MUCİZE Mİ? Jawsın biri, tedavi gördüğü hastanede yattığı koğuşa çok güzel bir hemşire geldiğini görünce dayanamadı laf attı: -Biliyor musunuz, sizin gibi bir hemşirenin bana
bakmasını tercih ederdim. Bu büyük bir nimet olurdu... -Nimet değil mucize olurdu. Çünkü ben doğum kısmındayım. |
APANDİST Bir jawsla arbiş, bir ağacın gölgesinde oturmaktadırlar. -Sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim. Jawsın gözleri parlar. Kız eliyle uzak bir yeri göstererek: |
Amerika ve Sovyetler arasındaki füzeler
ve Küba bunalımının dehşet günleri. Fıkra bu ya. Bizim Temel puro almaya Havana'ya
gelmiş. Demiş ki: |
Temel dahiliyeciye gitmiş. |
Temel arkadaşlarıyla çukur açıyormuş,
bir grup da çukurları kapatıyormuş. |
Bir Fransız Vampir Yarasa, bir İngiliz
Vampir Yarasa ve bizim Temel Vampir Yarasanın bir gece, canı muthiş
derecede sıkılmış. Önce Fransız Vampir Yarasa havalanmış
pırrrr diye... 15-20 dakika sonra geri dönmüş bizim avcı. Biraz sonra İngiliz Vampir Yarasa havalanmış,
yalpalayarak yarım saat sonra geri dönmüş. Sıra bizim Temel Vamir Yarasaya gelmiş....
Pırrr...1 saat 2 saat yok bizimki. |
-Hayrola nereden? |
Akıl hastanesinde koğuşları gezen başhekim,
bir hastanın oturmuş, birşeyler yazdığını gördü: |
Temel'e hangisini seçersin diye sormuşlar. |
Delinin biri, çiviyi tersine çevirerek
sivri tarafına vura vura duvara çakmaya başlamış. |
Trabzon Asri Mezarlığı'na bir helikopter
düşmüştü. |
Cenevre Tarım Konferansı'nda katılımcıların
her biri yaptıkları çalışmaları ve sonuçta gerçekleştirdikleri verim
artışını anlatıyormuş. |
Temel Dursun`a sordu. Bu olay Temelin kafasına yer etti. Yolda rastladığı
birini çevirip sordu: |
Temel bir maskeli balonun yarışmasında
kompozisyonuyla birinci gelmiş. |
Temel birgün berbere gitmiş, kulağında
volkmeni. |
Temel ajan olmaya karar vermiş. Akademiyi
zor bela bitirmiş. |
Temel askerliğini bahriyede denizaltı
eri olarak yaptığını anlatmaktadır. |
Temel'e bak bakalım arabanın sinyalleri
çalışıyor mu, demişler. |
Temel tuvalette yanında işeyen adama
soruyor: |
Meyhanede kafayı bulan Temel tuvaleti
arıyordu. Bulamayınca yanında oturan birine: |
Temelle Dursun ormanda yürüyorlar. |
Dursun evinden çıktığında bir de bakar
ki komşusu Temel kendini belinden ağaca asmış halde duruyor. |
Bir mecliste konuşulurken, |
Adamın biri karadenizli arkadaşına
"eşek" demiş. |
Karadenizliye sormuşlar: |
Temel bilim adamı iken bir arkeoloji
araştırmaları konferansına davet edilir. |
Temel ile Dursun iki tane at almışlar.
Fakat devamlı karıştırıyorlarmış. Hangisi kimin atı belli değil. |
Lazistan'ı gezmekte olan turist: |
Öğretmen Temele kafayı takmış. İllaki
sınıfta bırakacak çocuğu diye millet dedikodu yapmış. |
Temel bir gün hakimin karşısına çıkartılır.
Hakim Temel'e sorar: |
Venedikte deney yapan bilim adamları
insanların beyninden parça alarak etkisini görmek için söyledikleri
kelimelere bakıyorlar. |
Temel kolej sınavına hazırlanan oğluna
yardım ederken sormuş: |
Temel hastalanmıştı. Doktora gitti.
Doktor Temelin tedavisinin hergün parmaklanmak olduğunu söyledi. Temel bunu kimseye anlatamayacak kadar utandığı için mecburen hergün doktora gidip orada tedavi oluyordu. Bir gün doktoru yerinde bulamayınca eve gidip durumu utana sıkıla karısına anlattı. Karısı doktoru taklit ederek ona tedaviyi yapabileceğini söyleyince Temel tedaviyi tarif etmeye başladı: -Karıcığım sol elini sol omzuma koy. -Tamam. -Sağ elinide sağ omzu...????!!!! Temelin jeton duştü : -Uyyyy Doktor yedum senu.... |
Temel boğazda tekneyle turist gezdiriyor
bir gün bir Amerikalıyı alıyor başlıyorlar gezmeye...
Amerikalı bir saray görüyor. -Bu ne kadar zamanda yapılmış, diyor Temel: -5 yılda, diye cevap veriyor... Amerikalı: -Yazık bizde olsa 1 yılrda yapılırdı. Biraz sonra bir cami göruyor. -Bu ne kadar zamanda yapılmış, diye soruyor... Temel: -2 yıl, diye cevap veriyor. Amerikalı: -Yazık be bizde olsa 3 ayda biterdi, diyor. Temel uyuz oluyor duruma... Biraz sonra bi tarihi yapı daha göruyolar. Gene soruyor Amerikalı... Temel: -2 ay, diyor. Amerikalı yine: -Yazık be bizde olsa 1 haftada biterdi, diyor. Temel iyice kıllanıyor.Tam o sırada Boğaz Köprüsü'nün altına geliyorlar... Amerikalı yukarıyı göstererek: -Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, diyor. Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafayı kaldırıp: -Hangisi? Bu mu? Bu dün burada yoktu yaa... |
Kayseri'nin bir köyünde imece yöntemiyle
yol yapılıyor. Bunun için de eşekten yararlanılıyor.
Eşek hangi yolu izlerse, orası genişletip araba yoluna dönüştürülüyor.... Köye gelmiş olan Amerikalı Barış Gönüllüsü, ne olup bittiğini kavrayamadığı için sorar: -Ne yapıyorsunuz böyle? -Yol yapıyoruz. -Bu eşek ne için? -O, yolun mühendisi. Yola uygun seçeneği o gösterir. Barış Gönüllüsü katıla katıla güler: -Ya eşek bulamasaydınız? -İşte o zaman Amerika'dan mühendis getirirdik! |
Kayserili, trende yolculuk etmekte...
Karısında oturan zatla tanışır. Dereden tepeden konuşurlarken:
-Gel seninle birbirimize bilmece soralım, der. Önce ben sorayım, bilirsen ben sana bin lira veririm. Bilemezsen 10 bin liranı alırım. Sonra sen bana sorarsın, bilirsem 10 bin liranı alırım, bilemezsem bin lira veririm. -Tamam, der sor bakalım. -Söyle öyleyse: Üç ayaklı hayvan nerede yaşar? Öteki yolcu düşünür, bilemez: -Al 10 bin lirayı. Şimdi ben de sana aynı soruyu soruyorum: Üç ayaklı hayvan nerde yaşar? Kayserili, hiç düşünmeden, aldığı 10 bin liranin bin lirasını geri verir: -Al şu bin lirayı. Ben de bilmiyorum. |
Kayserilileri kızdiımak için, eşek
etinden pastırma yaptıklarını her fırsatta soyleyen biri yine bir Kayseriliye
bunu sormuş:
-Sizde eşek etinden pastırma yaparlarmış doğru mu? Kayserili adamı rahatlatmış: -Kayseri'ye gidecek misin? -Yok, gitmeyecegim! -O halde merak etme! |
Ava çıkmış olan adam, başına gelenleri
anlatıyormuş: Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış: |
İki avcı arkadaş yaban ördeği avına
çıkmışlardı. Ördeklerin yanına rahatça ürkütmeden varabilmek için bir
inek postuna bürünmeye karar verdiler. İki arkadaştan sadece ineğin
ön ayakları tarafında yürüyenin tüfeği vardı. Etrafı gözleyerek yavaş
yavaş ilerliyorlardı. Bir ara arkadaki heyecanla seslendi: |
Senatörlerden birinin ölmesiyle başka
bir adam onun süresini doldurmak üzere seçilmişti. |
Diş hekiminin odasına giren genç ve
güzel kadın: |
Psikolog karşısındaki sinir hastası
bir genci teste tabi tutmaktadır. |
Evliliklerinin üstünden henüz bir ay
geçmiştir.Mutlu koca genç ve güzel karısına sarılır: |
Yamyam baba-oğul balta girmemiş ormanda
dolaşırken nehirde yıkanan genç bir kadın gördüler. |
Seksoloji profösörü, konuşmasının
sonunu şöyle bağladı: |
Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir
bebeği doktora kontrole götürür. |
Kadının biri kocası ile tartışmaktadır. |
Matematik öğretmeni ilkokul çocuklarına
sormuş:
-Ağaçta 5 kuş var.Birini vurdum kaç kaldı. Ahmet hemen: -Hiç kalmaz. Çünkü sesten hepsi uçar, demiş. Öğretmeni bunun üzerine : -Olmaz öyle şey, diye cevap vermiş. Burası matematik dersi. 5 taneden biri vurulursa 4 tane kalır. Ama düşünüş biçimini beğendim. Ahmet fena halde hırslanmış: -Bende birşey sorabilirmiyim öğretmenim, demiş. Sor bakalım. -3 kadın dondurma yiyor, biri ısırarak, biri yalayarak, biri emerek yiyiyor. Bunlardan hangisi evli. Öğretmen kızarıp bozarmış. Sonunda: -Bilemem, demiş. -Emen mi? Ahmet cevabı yapıştırmış: -Yoo, parmağında alyansı olan. Ama düşünüş biçiminizi beğenmedim. |
Öğrenci sınıfa yeni gelmişti. İkinci
günü öğretmenine sordu:
-Öğretmenim, insana yapmadığı bir şey için ceza verir misiniz? -Olur mu evladım, dedi öğretmen. Yapmadınsa ceza da olmaz. Niye sordun bunu? -Efendim dün verdiğiniz ev ödevini yapmamıştım da ceza verirsiniz sanıyordum! |
Gülseren, ağacın altına oturmuş resim
yapıyordu.Babası yanına gelerek sordu:
-Gülseren, ne resmi yapıyorsun bakayım? -Çimenlikte bir keçi resmi. -Çimenler nerede? -Keçi hepsini yedi. -Ya keçi?... -Yiyecek birşey kalmayınca o da gitti. |
Adam hemoroid'den dertliymiş. Arkadaşları
kahve telvesi sürerse iyi geleceğini söylemişler. |
Doktor adama topu topu 12 saat ömrü
kaldığını söylemiş. |
Küçük bir otomobilde giderken, yol kenarında
işaret eden bir köylü gördü. |
Çok akıllı geçinirdi. Kapısında "ikinci
kez gelen hastalardan yarım ücret alınır" yazılı doktora girdi. |